MUTLU PRENS ÖYKÜ KİTABI

Mutlu Prens Kitap

 



Mutluluk bir adım uzağınızda ama siz görmüyorsunuz. Evet, aslında mutlu olmak o kadar kolay. Çocukları düşünün. Ellerindeki oyuncaklarla veya arkadaşlarıyla oynarken gözlerindeki ışıltıyı keşfedin. "Büyüdük ve sorumluluklar çoğaldı." diyeceksiniz. Bu satırları okurken içinizden benzer cümleleri kurduğunuzu hissedebiliyorum.

Hep bir olumsuzlama var değil mi içimizde ? Belki de modern insanın yaşam savaşı, yüzünün asılmasına neden olmuştur. Bu olumsuzlama her ortamda devam eder. Özel hayatımızda, iş dünyasında sürekli kendimizi mutsuz etmek için sorular soruyoruz. Bunu bize yaşatan şeyin kendisi, kar odaklı bir çalışma hayatı bunu es geçemeyiz. Hayatın kendisi de çıkar odaklı ilişkiler üzerine kuruldu artık. İletişim kurmak için kanallar arttı, ama biz iletişim kuramıyoruz. Her yeni değişim, başka bir güzelliği ortadan kaldırıyor. Buna benzer birçok sonucu çıkarmamız mümkün. Ve saydıklarım önemli toplumsal sorunlar haline geldi. Ama ben bugün mutlu olmayı daha basit halde, gündelik hayatta nasıl çözeriz, bunu sorgulamanızı istiyorum.

Aslında ilk adımımız, nefsimizden biraz uzaklaşmakla başlayacak. Mutlu olmak için mutlu edilmeyi değil, mutlu etmeyi deneyin ! Bu çok önemli bir adım. Sürekli birileri bizi mutlu etsin diye bekliyoruz. Bu yüzden çevremizde insan da kalmıyor. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı kaybetmeye başladık. Git gide yalnızlaşıyoruz. Kimse küçük adımlar atmak istemiyor. Çünkü nefsimiz bize şunu söylüyor, " Bırak o yapsın. Enayi olma ! " Tüm küçük kıyametler de burada kopuyor zaten.  Ondan sonra, "Dünya neden bu halde, nerede bu insanlık ?" diye seminerler düzenliyoruz. Seminerlerle bu iş olmaz. Adım atmalı ve değişime ayndaki yüzden başlamalısınız.


Yüzünüze bir gülümse kondurduktan sonra olay bitecek mi ? Hayır. Şimdi başkalarını da mutlu etmek için uğraşmanız lazım. Babamın rahmetli halası Güngör teyze, bana bir keresinde mutlulukların büyütülmesi gerektiğini söylemişti. Kendisini ziyarete gittiğim günlerden biriydi. O gün çok sevinçliydim. Çünkü lise müzik grubumuzla beraber, bir okulda sahne alacaktık. İçimde biraz heyecan da vardı. Yanına gittim ve bu konuyu paylaştım. Beni tebrik etmişti. "Çok önemli değil." demiştim. 

O da  " Hayır, çok önemli bugün bunu konuşalım." demişti. Rock müzikten pek haz etmese de, benle tam 2 saat sohbet etti. Müzikten ve ünlü müzisyenlerden konuştuk. Grupla olan ilişkimi sordu. Söyleyeceğimiz şarkıları konuştuk. Tüm heyecanım geçmişti. Mutluluğum daha da artmıştı. Ve bana şunu söylemişti, " Hayatın içinde ne kadar mutlu oluyoruz ki ? Bence olayları abartmamız lazım. İşin tadı burada. "

Gerçekten de dediği doğruydu. O günden sonra, ben de arkadaşlarımın küçük de olsa tüm başarılarını, uğraşlarını takdir etmeye başladım. Başlarına gelen ve onları sevindiren ne varsa, olayları büyütmeye başladık. Çünkü böyle mutlu olduğumuzu gördük. Kim ne derse desin, bizim yakaladığımız mutluluk, küçük olayların masal gibi dillendirilmesiyle büyüyordu. Aynı Mutlu Prens'in öyküsünde olduğu gibi...

BANA YARDIM ET KIRLANGIÇ !

Mutlu Prens Öyküsü
Mutlu Prens Kitabı

Mutlu Prens, Oscar Wilde'ın 1888 yılında yayımlanan öykülerinden biridir. Kitap içinde Mutlu Prens dahil, 5 minik öykü bulunur. ( Mutlu Prens, Harika Fişek, Bencil ve Dev, Bülbül ve Gül, Vefalı Dost) Orijinal ismi The Happy Prince and Other Tales'dir.

Öykü, şehrin ortasına dikilen bir prens heykelinin, şehrin mutsuz ve çıkarcı ilişkiler silsilesini gözlemlemesi ile gelişir. Kasabada bir sürü fakir insan vardır. Ancak ne yöneticiler, ne de maddi durumu iyi olan halktan kişiler bu durumu umursamazlar.  Altından yapılmış ve her bir uzvu elmaslarla, yakutlarla süslü olan prens heykeli, bu durumu gördükçe çok üzülür.  

Bir gün göç etmek için oradan geçen bir kırlangıç, heykelin üzerine konar. Heykelin ağladığını görür ve nedenini sorar. Prens heykeli, " Canlıyken ve bir insan kalbine sahipken, gözyaşının ne olduğunu bilmezdim. Çevremdeki her şey öyle güzeldi ki ! Saraydakilerin hepsi bana ‘Mutlu Prens’ derlerdi. Böyle yaşadım ve böyle öldüm. Artık ölüyüm ve beni buraya öyle yükseğe koydular ki, şehrimin tüm çirkinliğini ve sefaletini görebiliyorum. Kalbim kurşundan olmasına karşın, ağlamaktan kendimi alamıyorum.” diye cevap verir.

Mutlu Prens Kitap

O günden sonra, Mutlu Prens heykelin çeşitli uzuvlarındaki değerli madenleri kırlangıç aracılığı ile insanlara gönderir. Fakir insanların yüzlerini güldürür. Ancak göç mevsimi geçer ve kış gelir. Kırlangıç, Mutlu Prens'i yine de terk etmez. Ama bedeni buna dayanamaz ve bir gün ölür. O, ölünce Mutlu Prens bu acıya dayanamaz. Heykel kalbi çatlar ve yere düşer. Ertesi sabah kasaba halkı ve yöneticiler tahrip olmuş heykeli görürler ve şaşırırlar. Heykeli kaldırırlar ve eritilmesini isterler. Ancak çatlayan kurşun kalp erimez. Kalbi, ölen kırlangıcın yanına atarlar. 

Tanrı, " Bana yeryüzündeki en değerli şeyi getirin !" diye meleklerine emir verir. Melekler de kırlangıcın bedenini ve erimeyen kalbi getirirler. Tanrı bu duruma memnun olur ve verdiği görevin doğru yerine getirildiğini söyler. Bu dünyadaki en değerli şey, sevgi dolu fedakar bir kalptir.



MUTLU PRENS ÖYKÜSÜNE DAİR

Mutlu Prens, Oscar Wilde'in değerli öykülerinden biridir. Verdiği mesaj açıktır. Sevgi ve fedakarlık bu dünyadaki en değerli iki duygudur. Yazar, o çağlarda yozlaşan insan ilişkilerine ve vahşi kapitalizme dikkat çekmiştir. Şehirdeki bir heykel ve minik kırlangıç insanların mutluluğu için koştururken, kanlı canlı insanlar sessizce olup biteni izlemektedirler. Aslında bir heykel bile onlardan daha fazla duygu taşımaktadır.

Mutlu Prens, mutlu olmanın mutlu etmekten geçtiğini öğrenmiştir. Yani fedakarlıkla mutluluk yaratılabilir. Yazımın en başında belirttiğim gibi, küçük mutlulukları paylaşırsak daha da mutlu olabiliriz. Yardımlaşmayı elden bırakmayalım. İşi olmayana iş olanağı sağlayalım, durumu olmayana yardım edelim. Bazen mutlu insanların mutluluklarını abartalım, onların yüzlerini güldürelim ve destek olalım.İnanın bunları yapmak zor değil.  



Kalbinizi sadece kan pompalamak için kullanmayın yeter.





 Serkan Yasin







Yorumlar