TELEFON KULÜBESİNDE BİR GÜN




18 Ocak 1993


Soğuk bir kış sabahıydı. Günlerden salıydı. Rüzgarın sesi pencereme vuruyordu. Karanlık bir odam vardı. Güneş ışınları odama pek uğramazdı. Ama rüzgarın sesini çok iyi duyuyordum. Duydukça da yorganıma daha çok sarılıyor ve yataktan çıkmak istemiyordum. Hatta, akan burnumu silmek için yataktan kalkıp dolabımda bulunan mendili almaya bile üşenmiştim.  Çok geçmeden annem geldi ve elini alnıma koydu. " Senin biraz ateşin var. Burnun da akıyor. İstersen izin alalım okuldan. Bugün gitme. " demişti. Devamsızlığı olan bir öğrenci değildim. Bu yüzden annem böyle durumlarda benden yana olurdu. Annemin yatakta kalmam gerektiğini söylemesiyle dünyalar benim olmuştu. 

O yıllarda televizyonlar birbirinden güzel çizgi filmlerle doluydu. Tüm gün yorganın altında yatabilir ve çizgi film izleyebilirdim. Öyle de olmuştu. Sırayla sevdiğim çizgi serilerini ( Monçiçiler, Transformers ve  Saber Riders.) izlemiş, bir taraftan da kahvaltımı etmiştim. En sevdiğim çizgi seri Batman Animated Series ise akşam başlıyordu. Ateşim biraz azalmıştı. Ama burun akıntım ve öksürüğüm devam ediyordu. Annem dışarı çıkmak için hazırlanıyordu. Bana öksürük şurubu alacaktı.

Hasta olduğum için evde kalacaktım. Ama ben de onunla birlikte gitmek istiyordum. Üsküdar'da bir kırtasiyede, Batman Animated Series'in çıkartma kitabı satılıyordu. Ne zaman oradan geçsem, kitap hep gözüme takılıyordu. Fiyatı biraz pahalıydı. Ama alamasam bile en azından içine bakarım diye düşünüyordum. Ne yaptım ettim en sonunda annemin peşine takıldım.  Bana çok kızmıştı. " Bir iyileşme bak, gösteririm sana ! " diyordu. 

Dışarı çıktığımız zaman  kar yağmaya başlamıştı. Hava çok soğuktu. Beraber Üsküdar meydana kadar indik. Eczaneden öksürük şurubu almıştık. Hiç sevmezdim bu şurupları. İçine bir de yapay çilek aroması falan koyarlardı. İçerken iğrenç bir tat bırakırdı ağızda. İlacı aldıktan sonra kırtasiyenin olduğu sokaktan yürümeye başlamıştık. Kırtasiyenin tam karşısında bir telefon kulübesi vardı. Şimdiki çocuklar hatırlamazlar. 80'lerde, 90'larda sokaklarda telefon kulübeleri olurdu.


Kulübenin kapısını kapatır ve konuşmaya öyle başlardık. Çoğu zaman dışarıda sizi bekleyen insanlar olurdu. Arada cama vururlar ve  " Hadi ya, bitmedi mi ? " derlerdi. Şimdi düşününce çok garip geliyor. Evimizde telefon vardı ama bazen telefon parası çok gelirdi. Bu yüzden uzun telefon konuşmalarını bu kulübeden yapardık. Telefon küçük jetonlarla çalışırdı. Bazen makine jetonu yutardı. Bu durumda kulübeye pat küt vurarak jetonu düşürmeye çalışırdık. İlginç yıllardı. 

Telefon Kulübesi ve Jeton

Annem de beni telefon etmek için durdurmuştu. Birlikte kulübeye girmiştik. Gözüm hep kırtasiyede idi. Acaba kitabı birisi alacak mıydı ? Hava soğuk olduğu için annem beni yanında tutmuştu. Tek başıma oraya bakmaya gidememiştim. Annem telefonda konuşurken, aklımdan tonla senaryo geçiyordu. Annesinin elini tutmuş, kırtasiyeye giren bir çocuk görünce heyecanlanıyordum. Annem lafı uzattıkça uzatmıştı. Dördüncü jetonu atıyordu. 

Bir an için telefon kulübesi benim için kabus olmuştu. İçinden çıkamadığım bir oda. Hansel ve Gretel masalında bulunan kafes gibi. Ömür boyu içinde kalacağımı sanıyordum. Bir taraftan da cama vuran küçük bir çocuk vardı. Annesiyle bizim konuşmamızın bitmesini bekliyorlardı. Aklım kitapta, annem telefonda, sürekli cama vuran çocuk önümde... Korku filmi gibiydi. Neyse ki annemin konuşması bitmişti. Dışarı çıkarken, yerdeki kar parçasını alıp çocuğun kafasına sürmüştüm. O da sinirlenmişti. Sonra annemle kırtasiyeye gittik. Çıkartma kitabı orada duruyordu. Ama pahalıydı. Annem de  "Bak, şimdi almayalım. " demişti. Biraz baktıktan sonra dışarı çıkmıştık. Aklım kitapta kalmıştı.

Bu arada yerler karla dolmuştu. Öksürüğüm de artmıştı. Bir anda karların içine saplanmış bir para gördüm. Anneme " Dursana az ! " diye bağırmıştım. Parayı alıp yanına gelmiştim. Annem bana bakmış ve " Birinden mi düştü o para ? Öyleyse hemen verelim. " demişti.  Ben de, " Hayır, yerde öyle duruyordu." demiştim. Annem bana uzun uzun bakmıştı. Sonra, " Haydi, koş ve kitabı al. " demişti. Dünyalar benim olmuştu. Koşarak kırtasiyeye girmiş ve kitabı almıştım. 


Eve geldiğim zaman hemen battaniyenin altına girmiştim. O acı ilaç bile bana güzel gelmişti. Akşam Batman çizgi filmini de izledikten sonra çıkartma kitabımı elime almış, saatlerce içindeki yazıları okumuş, resimlerine bakmıştım. Gece kitabımı da yanıma alıp öyle uyumuştum.

Karlı, soğuk, biraz öksürük dolu ama şanslı bir gündü.



Serkan Yasin

Yorumlar